
HPV Nedir?
HPV (Human Papilloma Virus), papillomaviridae ailesine ait küçük, zarfsız DNA virüslerinin ortak adıdır. Vücut yüzeyindeki keratinositlere özgü tropizmi nedeniyle deri ve mukozada çoğalan bu virüs grubu, insan sağlığı üzerinde geniş yelpazede etkiler gösterebilir. HPV, ciltte veya mukoza yüzeyinde enfeksiyon oluşturduktan sonra latent veya prodromal döneme girerek yıllar boyunca belirti vermeyebilir. Bağışıklık sistemi güçlü bireylerde virüs baskılanırken; zarar gören dokularda viral DNA kopyalanarak lezyonlar ortaya çıkar.
HPV Nasıl Bulaşır?
HPV, en sık doğrudan cilt veya mukozal temas yoluyla bulaşır. Cinsel yolla geçiş; vajinal, anal veya oral ilişki esnasında enfekte kişiden sağlıklı kişiye mikroskobik düzeydeki mikro-çatlaklar aracılığıyla geçişi kolaylaştırır. Kondom kullanımı bulaş riskini azaltmakla beraber, virüsün temas ettiği tüm bölgeyi koruyamaz; bu yüzden tam koruma sağlamaz. Nadiren kontamine havlu, iç çamaşırı veya tıbbi aletler aracılığıyla da bulaşma olasılığı vardır, ancak dış ortamda virüs duyarlı yapısını hızla kaybettiği için bu yolun rolü sınırlıdır.
HPV Türleri Nelerdir? (Yüksek Riskli ve Düşük Riskli Tipler)
HPV türleri, genetik varyasyonlarına göre 200’ün üzerinde tipte sınıflandırılmıştır. Düşük riskli tipler arasında en sık görülenleri 6 ve 11 numaralı alt tipler olup; genital siğil (kondilom) ve nadiren rektal siğillerin oluşumunda rol oynar. Yüksek riskli tipler ise 16, 18, 31, 33, 45, 52 ve 58 gibi alt tiplerden oluşur; bu gruptakiler uzun dönemde hücresel displaziye yol açarak rahim ağzı, vulva, vajina, penis, anal kanal ve orofarinks kanserlerinin patogenezinde görev alır. Yüksek riskli HPV enfeksiyonlarının çoğu immün cevaba bağlı olarak birkaç yıl içinde temizlenirken, persistan enfeksiyon riskli lezyon gelişimi için zemin hazırlar.
HPV Belirtileri Nelerdir?
HPV enfeksiyonu çoğunlukla asemptomatik seyreder ve enfekte bireyler virüsü taşıdıklarının farkında olmayabilir. Düşük riskli tipler kondilom adı verilen küçük, kabarık veya papüler lezyonlar oluştururken, bu siğiller bazen kaşıntı, yanma veya hafif kanama ile kendini gösterebilir. Yüksek riskli tiplerde ise uzun süre belirti görülmez; ancak servikal hücre displazisine bağlı ara kanamalar, cinsel ilişki sonrası lekelenme veya tuvalet sonrası hafif kanama gibi alarm işaretleri ortaya çıkabilir. İleri displazi ilerledikçe ağrı, akıntı veya kitle hissi gibi yakınmalar gelişebilir.
HPV Hangi Hastalıklara Yol Açar? (Genital Siğil, Rahim Ağzı Kanseri vb.)
Düşük riskli HPV tipleri genital siğillerin ana nedenidir; siğiller bacak iç yüzünde, genital bölge çevresinde, anal kanalda veya vajinal girişte fokal kabarıklıklar olarak belirir. Yüksek riskli tipler ise servikal epitelyumda basamaklı displazi süreçleri başlatarak zamanla CIN (Servikal İntraepitelyal Neoplazi) 1’den 3’e kadar ilerleyen lezyonlar oluşturur. Tedavi edilmediğinde bu doku bozuklukları invaziv servikal karsinoma dönüşebilir. Ayrıca HPV, penil karsinom, vulva, vajina ve anal kanal kanserleri ile eş zamanlı baş-boyun kanserlerinin gelişiminde de rol oynar.
HPV Tanısı Nasıl Konur? (Smear Testi, HPV DNA Testi)
Servikal taramada Pap smear yöntemiyle hücresel değişiklikler araştırılır; displazi şüphesi varsa daha ileri inceleme gereksinimi ortaya çıkar. HPV DNA testi, servikal veya vajinal sürüntü örneklerinde viral genetik materyali tespit ederek spesifik tiplerin varlığını ortaya koyar. Bu iki yöntem kombine kullanıldığında tarama duyarlılığı önemli ölçüde artar. Kolposkopi eşliğinde lezyon yeri belirlenerek biyopsi almak tanıda altın standarttır; biyopsi patolojisinde sitolojik ve histolojik bulgular yüksek riskli HPV enfeksiyonunun kanserleşme eğilimini netleştirir.
HPV Tedavi Edilebilir mi?
HPV enfeksiyonu kendiliğinden ortadan kalkabilen, çoğu zaman bağışıklık sistemi tarafından baskılanan bir viral durumdur. Düşük riskli tiplerin neden olduğu genital siğillerin kendiliğinden iyileşme oranı yüksektir; buna karşın siğiller kalıcı iz yapmadan gerileyebileceği gibi, tekrarlama eğilimi de gösterebilir. Yüksek riskli HPV tipleri ise hücre çekirdeğinde bıraktığı DNA izlerini tamamen temizleyemez; ancak servikal displazi gibi kanser öncesi lezyonlar erken tanı ve uygun müdahalelerle geriletilebilir veya tamamen ortadan kaldırılabilir. Histeroskopi, konizasyon veya lazer koagülasyon gibi lokal tedaviler eğer anormal hücreler tespit edilirse kesin çözüm sunarken, bağışıklık sistemini destekleyici yaşam tarzı değişiklikleri, beslenme düzenlemeleri ve stres yönetimi HPV’nın vücut savunmasıyla daha etkili mücadele etmesine yardımcı olur.
HPV Aşısı Nedir ve Kimlere Önerilir?
HPV aşısı, insan papilloma virüsünün en yaygın düşük ve yüksek riskli tiplerine karşı geliştirilen rekombinant bir immünizasyon yöntemidir. Dört veya dokuz valansta sunulan aşı seçenekleri, özellikle rahim ağzı, anal kanal ve orofarinks kanserlerine yol açan HPV tiplerini hedef alır. Dünya Sağlık Örgütü ve ulusal sağlık otoriteleri, ideal olarak cinsel ilişki başlamadan önce, 9–14 yaş aralığındaki kız ve erkek çocuklara iki doz; 15 yaş ve üzeri genç yetişkinlere ise üç doz olarak aşılanmayı önerir. Daha ileri yaşlarda veya HPV ile temas öyküsü olsa bile, aşı hâlâ yeni tip enfeksiyon riskini azaltarak hem siğil oluşumunu hem de cinse bağlı HPV ilişkili kanser gelişme ihtimalini önemli ölçüde düşürür.
HPV Erkeklerde de Görülür mü?
HPV enfeksiyonu kadınlara özgü olmayıp, erkeklerde de genital bölge, ano-rektal kanal ve oral mukozada lezyon oluşturarak siğil veya displaziye yol açabilir. Erkeklerde özellikle anal bölge ve penis kanserlerine zemin hazırlayan yüksek riskli tiplerin taşıyıcılığı, siğil oluşumundan çok daha sessiz ilerler; bu nedenle erkeklerin de HPV taramasına, aşılanmasına ve riskli cinsel davranışlarda korunma yöntemlerini uygulamasına büyük önem verilir. Aşı programına dahil edilen erkek bireyler, hem kendi kanser risklerini azaltır hem de cinsel partnerlerine bulaştırma zincirini kırarak toplum sağlığını korur.
HPV Testi ve Aşı Fiyatları 2025
2025 yılında Türkiye’de HPV DNA testi, laboratuvar paneli ve klinik danışmanlık hizmetlerini içeren tam tarama paketleri özel kurumlarda 2.500 ₺ ile 3.500 ₺ arasında fiyatlandırılmaktadır. Tek seans HPV aşıları ise doz başına 1.200 ₺ – 1.500 ₺ bandında satılır; iki veya üç doz gereken protokol tamamlandığında toplam maliyet 3.600 ₺ – 4.500 ₺ arasında değişir. SGK anlaşmalı sağlık kuruluşlarında HPV aşısı genellikle aşılama programına uygun yaş gruplarında ücretsiz temin edilirken, testler için katılım payı talep edilebilir. Ödeme kolaylıkları ve taksit seçenekleri kurumdan kuruma farklılık gösterdiği için ayrıntılı bilgi almak üzere sağlık merkezi hasta kabul birimi ile iletişime geçilmesi önerilir.
Sık Sorulan Sorular
HPV Kendi Kendine Geçer mi?
Çoğu HPV enfeksiyonu, özellikle bağışıklık sistemi normal işlev gören genç erişkinlerde 1–2 yıl içinde spontan olarak gerileyebilir. Vücudun hücresel bağışıklık yanıtı, enfekte hücrelerdeki viral DNA’yı baskı altına alarak, lezyonların tamamen temizlenmesini sağlar. Yüksek riskli tiplerde persistan enfeksiyon ise yıllar sonra displazi veya kanser öncesi değişikliklere yol açabilir. Bu nedenle HPV pozitifliği tespit edildiğinde herhangi bir lezyon görülmese bile düzenli smear ve HPV DNA testi ile takip önerilir; böylece vücut kendi kontrol mekanizmasına rağmen kalıcı enfeksiyon riski erken dönemde saptanarak müdahale imkânı doğar.
HPV Aşısı Kaç Doz Yapılır?
HPV aşısı protokolleri, uygulanan yaş grubuna göre değişir. 9–14 yaş arası adolesanlarda iki doz (0. ve 6. ay), 15 yaş ve üzeri gençlerde ise üç doz (0., 2. ve 6. ay) şeması önerilir. Bağışıklık mikroçevresinin immünolojik cevabı desteklendikçe antikor titresi uzun süre yüksek kalır. Üç doz tamamlanmadan yapılan aşılama, özellikle yüksek riskli tiplere karşı tam koruma sağlamayabileceği için, doz atlamadan aralıklara sadık kalınması önerilir. Aşı programı tamamlandığında, hem düşük riskli tiplere bağlı siğil oluşumu hem de yüksek riskli tiplere bağlı kanser riski belirgin şekilde azalır.
Her HPV Enfeksiyonu Kanser Yapar mı?
HPV’nin 200’ü aşkın tipi arasında yalnızca yüksek riskli sınıfa giren yaklaşık 14 tip, hücresel displazi ve malign dönüşüm potansiyeline sahiptir. HPV-16 ve HPV-18 dünya genelindeki rahim ağzı kanserlerinin %70’inden sorumlu en önemli iki tiptir. Düşük riskli tipler (6, 11) genellikle siğil oluşturur ve kanserleşme riski neredeyse yoktur. Yüksek riskli tiplerin enfeksiyonu, persistan enfeksiyon ve displazi gelişimi olmadan kansere dönüşmez; düzenli tarama ve displazi takibi, zamanında koagülasyon veya konizasyon gibi girişimlerle kanser önlenebilir. Dolayısıyla “her HPV enfeksiyonu kanser yapar” yargısı doğru olmayıp, tip tayini ve displazi varlığı değerlendirilmelidir.
Siğil Olmayan HPV de Bulaşıcı mı?
HPV taşıyıcısı bazı bireylerde hiçbir klinik lezyon gelişmeyebilir; buna latent enfeksiyon denir. Lezyon yokluğu, virüsün bulaşma potansiyelini ortadan kaldırmaz. Deri veya mukozanın mikroskobik çatlaklarıyla temas, virus partiküllerinin geçişine imkân tanır. Bu nedenle kondilsiz HPV pozitif kişiler de cinsel partnerlerine virüsü aktarabilir. Lezyonsuz taşıyıcıların bulaştırıcılığı, semptomlu kişilere kıyasla daha düşük olabilir ama yok değildir; kondom kullanımı ve aşı koruması, bu yayılımı engellemenin tek etkili yöntemleridir.
HPV Erkekten Kadına Geçer mi?
HPV, cinsel ilişki sırasında hem erkekten kadına hem de kadından erkeğe bulaşabilir. En sık vajinal veya anal temas yoluyla gerçekleşen geçişte, penis üzerindeki veya perineal ciltteki altı görünmeyen lezyonlardan kadın genital mukozalarına virüs taşınır. Oral cinsel temasla orofarinkse de bulaş mümkündür. Hem erkek hem kadın aşılanarak ve kondom kullanımıyla bu bulaşma zinciri kesilebilir. Erkek aşılaması, kadın partnerin bulaş riskini azaltarak toplum temelli HPV prevalansını da düşürür.