Genital Siğil

Genital Siğil Nedir?

Genelde genital siğil cinsel yolla bulaşan bir virüs olan HPV’nin (Human Papilloma Virus) derinin ve mukozanın ince tabakalarını enfekte etmesi sonucu ortaya çıkan, genellikle et rengi veya hafif pembemsi tonlarda küçük kabartılar veya düğümlerdir. Kendine özgü pürüzlü yüzeyleri ve bazen birbirine yapışarak çiçek görüntüsünü andıran kümeler oluşturma eğilimleri, genital bölgeyi etkilediğinde hem estetik kaygılara hem de pruritus veya hafif yanma hissine sebep olabilir.

Genital Siğil Nasıl Bulaşır?

HPV, enfekte kişinin genital veya anal bölge cilt temasıyla, doğrudan sürtünme veya mikro düzeydeki çatlaklardan geçerek bulaşır. Korunmasız vajinal, anal veya oral cinsel ilişki en yaygın bulaşma yollarını oluştururken; paylaşılan seks oyuncakları ve nadiren kontamine yüzeyler de virüsün taşınmasına aracılık edebilir. Virüs mikroorganizma olarak ciltte belirgin lezyon oluşturmasa bile taşıyıcı kişiler bulaştırıcı olabilir.

Genital Siğil Hangi Virüs Nedeniyle Oluşur? (HPV İlişkisi)

Genital siğil olgularının büyük çoğunluğu HPV tip 6 ve tip 11 tarafından tetiklenir. Bu düşük riskli tipler, kanser gelişme riski minimal olmakla birlikte siğil formasyonuna yol açar. Yüksek riskli HPV tipleri (16, 18, 31, 33 vb.) ise rahim ağzı hücrelerinde displazi ve kanser öncesi değişikliklere neden olur, siğil oluşturma potansiyalleri daha düşüktür.

Genital Siğil Belirtileri Nelerdir?

Bir ya da birkaç küçük kabarcık şeklinde başlayan lezyonlar, zamanla platoya benzer bir düzeye yayılarak toplu porsiyon görünümü alabilir. Lezyonlar hafif kaşıntı, yanma veya rahatsızlık hissi oluşturabilir; bazen de asemptomatik kalır. Eşlik eden nem veya sürtünme nedeniyle siğillerde bazen hafif kanama veya akıntı görülebilir.

Genital Siğil Nerelerde Görülür? (Kadınlarda – Erkeklerde)

Kadınlarda labium majus ve minör, vajinal giriş, perine ve anal bölge etrafı; nadiren serviks yüzeyinde görülebilir. Erkeklerde penis gövdesi, glans, frenulum, skrotum ve anal bölge etrafındaki cilt tabakalarında ortaya çıkar. Oral yolla bulaşan vakalarda ağız içi, dudak kenarları veya boğazda da lezyon oluşabilir.

Genital Siğil Tanısı Nasıl Konur?

Tanı klinik muayene ile koyulur; lezyonların tipik yapısı ve lokalizasyonu hekim tarafından değerlendirilir. Gerekirse asetik asit uygulaması sonrası siğiller beyazlaşarak belirginleşir. Rahim ağzı örneklemesi (Pap smear) veya kolposkopi ile servikal siğil şüphesi araştırılır. HPV DNA testi, siğil dışında HPV’nin tipini ve yüksek riskli tip varlığını saptamaya yardımcı olur.

Genital Siğil Tedavi Yöntemleri Nelerdir? (Krem, Lazer, Kriyoterapi vb.)

Genital siğillerin tedavisinde birden fazla yöntem kombine edilebilir. Topikal uygulamalarda podofiloks ve imiquimod içerikli kremler siğil dokusuna selektif olarak etki ederek hücresel çoğalmayı engeller ve vücudun bağışıklık yanıtını güçlendirir. Kriyoterapi, sıvı azot yardımıyla siğilin donup hücre ölümü yaşamasını sağlar; genellikle tek seansta orta büyüklükteki lezyonlara uygulanır. Elektrokoter ve radyofrekans cihazları kullanılarak siğil dokusu yakılırken, lazer tedavisi (CO₂ lazer) derin nüfuz ederek kalıcı ablasyon sağlar ve kanamayı en aza indirger. Bazı merkezlerde trikloroasetik asit (TCA) solüsyonu ile kimyasal koterizasyon veya cerrahi eksizyon da tercih edilir. Her yöntemin avantajları ve yan etki profilleri farklıdır; siğilin boyutu, sayısı ve hastanın tercihi tedavi planını belirler.

Genital Siğil Tedavisi Kaç Seans Sürer?

Tedavi seans sayısı siğillerin yaygınlığına ve kullanılan yönteme bağlıdır. Topikal kremler genellikle haftada iki kez olmak üzere 8–12 hafta süreyle uygulanırken, her seansta siğilin küçülme veya kaybolma hızı izlenir. Kriyoterapi ve lazer gibi girişimsel yöntemlerde 1–3 seans çoğu kez yeterlidir; aralarında 3–6 hafta beklenerek eksizyon veya tekrarlayan dondurma işlemleri yapılabilir. Daha yaygın veya kondilom kümeleri için 4–6 seanslık kombine tedavi gerekebilir. Tedavi protokolü, seans sonrası kontrollerde lezyon yanıtına göre hekim tarafından esnek biçimde düzenlenir.

Genital Siğil Tedavisi Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Tedavi sonrası bölge temiz ve kuru tutulmalı, pamuklu iç çamaşırı tercih edilmelidir. Kriyoterapi veya lazer sonrası kabuklanma görülebilir; dokunmamak ve kabukları elle soymamak yara iyileşmesini hızlandırır. Ağrı veya yanma olması durumunda hekimin önerdiği topikal yatıştırıcı ajanlar veya hafif analjezikler kullanılabilir. Cinsel ilişkiden en az yara iyileşene kadar kaçınılması, kondom kullanımının tedavi bitene dek sürdürülmesi virüsün bulaş riskini azaltır. Haftalık kontrollerle bölge durumu takip edilir; olası yara infeksiyonuna karşı ılık duş ve nazik sabun kullanımı önerilir.

Genital Siğil Tekrarlar mı?

HPV enfeksiyonunun tamamen vücuttan atılması mümkün olmadığından, siğillerin tedavisi sonrası nüks etme riski vardır. Bağışıklık sistemi güçlü olanlarda tekrar görülme oranı %10–20 civarındadır ancak erken tedavi ve düzenli takip lezyonların yeniden yayılmasını büyük ölçüde önler. HPV aşısı, tedavi sonrasında hem virüsün farklı tiplerine karşı koruma sağlar hem de nüks riskini azaltır. Takip ultrason veya kolposkopik kontrol gerektiren durumlarda, her 3–6 ayda bir muayene planlanabilir.

Genital Siğil Tedavisi Fiyatları 2025

2025’te genital siğil tedavi paketleri, seçilen yönteme göre 2.000 ₺ – 5.000 ₺ arasında değişmektedir. Topikal krem tedavi paketleri aylık 1.500 ₺ – 2.500 ₺, kriyoterapi seansı ortalama 800 ₺ – 1.200 ₺, lazer ablasyon seansı ise 2.000 ₺ – 3.000 ₺ bandındadır. Kombine terapi içeren “tüm yöntemler” paketleri 4.000 ₺ – 5.000 ₺ arasında sunulmaktadır. SGK kapsamında yalnızca cerrahi eksizyon ve kriyoterapi belirli endikasyonlarla ücretsiz yapılabilir; lazer ve ilaçlı tedaviler hastanın özel ödemesine tabidir.

Sık Sorulan Sorular

Genital siğil kansere yol açar mı?

Genital siğillere neden olan HPV’nin düşük riskli tipleri (6 ve 11) doğrudan kansere dönüşmez; bu tipler sadece siğil oluşturur. Yüksek riskli HPV tipleri (16, 18, 31, 33 vb.) rahim ağzı, vulva, penis veya anal bölge kanserlerine yol açabilir, ancak bu tipler genital siğil formasyonundan ziyade hücresel displazi ve sessiz enfeksiyonlarla ilişkilidir. Dolayısıyla genital siğil varlığında kanser gelişimi riski düşüktür; ancak HPV pozitifliği açısından smear ve HPV DNA testi takibi önerilir.

Cinsel ilişkiyle bulaşma dışında geçiş olur mu?

HPV esas olarak cilt ve mukoza temasıyla yayıldığından korunmasız vajinal, anal veya oral ilişkide bulaşım en yaygındır. Çok nadiren havlu, iç çamaşırı veya seks oyuncakları gibi kontamine yüzeyler aracılığıyla da geçiş olabilir; ancak virüs dış ortamda hızla inaktive olduğu için bu yol ikinci plandadır. Kan yoluyla veya öpüşme gibi temaslarda bulaşma riski pratikte yok denecek kadar azdır.

Genital siğil tamamen yok edilebilir mi?

Mevcut tedavi yöntemleri (kriyoterapi, lazer, topikal ajanlar vs.) görünür siğilleri ortadan kaldırır ancak HPV virüsünü tamamen temizlemez. Bağışıklık sistemi enfeksiyonu kontrol altına aldıkça lezyonlar tedaviyle gerileyebilir; ancak virüs latan fazda varlığını sürdürebilir ve nüks riski her zaman bulunur. Düzenli takip ve gerektiğinde rötuş seansları ile siğiller uzun süre kontrol altında tutulabilir.

Tedavi sırasında cinsel ilişki önerilir mi?

Tedavi süresince lezyonlu bölgenin iyileşmesi ve yeni siğil oluşum riskinin azalması adına cinsel ilişkiden kaçınılması veya kondom kullanılması önerilir. Özellikle kriyo-, lazer veya kimyasal uygulama sonrası ilk 1–2 hafta sürtünmeye bağlı yaralanma ve virüs yayılımını önlemek için cinsel aktivite ertelenmelidir. Doktorunuz iyileşme durumuna göre yeniden başlayabileceğiniz zamanı netleştirecektir.

HPV aşısı genital siğili önler mi?

HPV aşıları düşük riskli tip 6 ve 11’e karşı da koruma sağlar, bu sayede genital siğillerin yaklaşık %90’ından korunma imkânı sunar. Aşı en etkili şekilde HPV’ye maruziyet öncesi (erişkinlik öncesi) uygulandığında koruyuculuğu en yüksektir. Mevcut siğilleri tedaviden sonra tekrar oluşum riskini azaltmak ve yeni tiplerle enfeksiyon ihtimalini düşürmek için aşı önerilir.

,Genital siğil kansere yol açar mı?

Genital siğillere neden olan HPV’nin düşük riskli tipleri (6 ve 11) doğrudan kansere dönüşmez; bu tipler sadece siğil oluşturur. Yüksek riskli HPV tipleri (16, 18, 31, 33 vb.) rahim ağzı, vulva, penis veya anal bölge kanserlerine yol açabilir, ancak bu tipler genital siğil formasyonundan ziyade hücresel displazi ve sessiz enfeksiyonlarla ilişkilidir. Dolayısıyla genital siğil varlığında kanser gelişimi riski düşüktür; ancak HPV pozitifliği açısından smear ve HPV DNA testi takibi önerilir.

Cinsel ilişkiyle bulaşma dışında geçiş olur mu?

HPV esas olarak cilt ve mukoza temasıyla yayıldığından korunmasız vajinal, anal veya oral ilişkide bulaşım en yaygındır. Çok nadiren havlu, iç çamaşırı veya seks oyuncakları gibi kontamine yüzeyler aracılığıyla da geçiş olabilir; ancak virüs dış ortamda hızla inaktive olduğu için bu yol ikinci plandadır. Kan yoluyla veya öpüşme gibi temaslarda bulaşma riski pratikte yok denecek kadar azdır.

Genital siğil tamamen yok edilebilir mi?

Mevcut tedavi yöntemleri (kriyoterapi, lazer, topikal ajanlar vs.) görünür siğilleri ortadan kaldırır ancak HPV virüsünü tamamen temizlemez. Bağışıklık sistemi enfeksiyonu kontrol altına aldıkça lezyonlar tedaviyle gerileyebilir; ancak virüs latan fazda varlığını sürdürebilir ve nüks riski her zaman bulunur. Düzenli takip ve gerektiğinde rötuş seansları ile siğiller uzun süre kontrol altında tutulabilir.

Tedavi sırasında cinsel ilişki önerilir mi?

Tedavi süresince lezyonlu bölgenin iyileşmesi ve yeni siğil oluşum riskinin azalması adına cinsel ilişkiden kaçınılması veya kondom kullanılması önerilir. Özellikle kriyo-, lazer veya kimyasal uygulama sonrası ilk 1–2 hafta sürtünmeye bağlı yaralanma ve virüs yayılımını önlemek için cinsel aktivite ertelenmelidir. Doktorunuz iyileşme durumuna göre yeniden başlayabileceğiniz zamanı netleştirecektir.

HPV aşısı genital siğili önler mi?

HPV aşıları düşük riskli tip 6 ve 11’e karşı da koruma sağlar, bu sayede genital siğillerin yaklaşık %90’ından korunma imkânı sunar. Aşı en etkili şekilde HPV’ye maruziyet öncesi (erişkinlik öncesi) uygulandığında koruyuculuğu en yüksektir. Mevcut siğilleri tedaviden sonra tekrar oluşum riskini azaltmak ve yeni tiplerle enfeksiyon ihtimalini düşürmek için aşı önerilir.